Özel Ders Günlüğü - 1
OkuldanEve ailesinin hayata geçirmek istediği “Özel Ders Günlüğü” serisinin ilk yazısı sizlerle.
Merhaba arkadaşlar,
OkuldanEve ailesinin hayata geçirmek istediği “Özel Ders Günlüğü” serisinin ilk yazısına geçmeden önce, sizlere yaşadığım önemli bir olaydan bahsetmek istiyorum.
Yaklaşık 3 sene önce Kasım ayının ortalarındayız. Üniversitede dersime yetişmek üzere koşturuyorum. Ders programıma bakmak için telefondan internete girdim. Çoğu kez olduğu gibi gözüm başka bir şeye takıldı. Arkadaşlarımdan bir tanesi Facebook’ta yer alan özel ders ilanında beni de etiketlemişti. İlanı inceledikten sonra istenilen niteliklere uygun olduğumu düşünerek ilanda verilen numarayı aradım. Lise okuyan bir öğrenci için fizik-kimya konularında yardımcı olacak ve okul derslerine destek çıkacak rol model birisi aranıyordu ve Boğaziçi Üniversitesi’nde Fizik Öğretmenliği okuyan biri için gayet uygundu. Bir yandan hem dersime yetişmek için yürüyor bir yandan veliyle telefonda görüşerek randevu almaya çalışıyordum. Aşağı yukarı 10 dakika süren konuşmanın ardından randevuyu almayı başarmıştım. Tabii, derse geç girmiştim :)
Bu anekdotu niçin detaylı bir biçimde anlattığımı merak eder gibisiniz. Çünkü her işte olduğu gibi özel ders verecekseniz de ilk intibanız çok önemlidir. Konuları ne kadar güzel anlatıyor da olsanız, iyi bir tecrübe aktarıcı olabilmeli, veliyle ilk görüşmede frekansı tutturmalısınız.
Başarıya set çeken kaygıların yenilmesi
Özel ders vermek üzere veliyle “günleri ve saatleri” kararlaştırmıştık. İlk önce fizik ve kimya dersleriyle ilgili ön yargılarını kırmaya çalıştık. Tabuları yıkmak ve kaygıları yenmek için veli ile birlikte takım çalışması yaptık. İlk 2 ay zorlu bir süreç oldu, çünkü öğrencimin bu derslerde geçmişte yaşamış olduğu sıkıntıları tespit etmek ve ön yargılarını kırmak gerçekten çok kolay bir iş değildi.
Çok iyi çalıştığımız sınavdan kendisine göre belirlemiş olduğu puanı aştığı günden itibaren, fizik ve kimya dersiyle ilgili bütün ön yargıları ortadan kalkmıştı. Hatta bu derslerin güzel yanlarını, keyifli yönlerini keşfetmeyi başarmıştı. Sonunda kendisine olan güveni yerine geldi ve kendisine göre başarısız olduğu derslere de sıkı bir tempo ve disiplinle çalıştı. Dönemin sonunda takdiri birkaç puanla kaçırarak teşekkür almayı başarmıştı.
İkinci döneme aynı disiplinle ve tempoyla başladık. Derslerinde yakaladığı başarıyı aynı oranda koruyordu. Dönemin sonunda ise hem takdir belgesi aldı hem de onur belgesi. Puanıyla birlikte okulda birinci olmayı başardı.
Başarıda disiplin ve süreklilik
Yaz tatiline girdiğimiz zaman hiç vakit kaybetmeden YGS-LYS sınavlarına çalışmaya başladık. Çünkü okul birincisi olduktan sonra çalışmak için yeteri kadar motivasyonunu elde etmişti.
2 haftalık olsa da küçük bir tatil yaptı. Tatil bitince tekrar dersin başına geçtik. Ağustos ayına kadar (dersanelerin başlamasıyla birlikte) YGS sözel ve fen konularını bitirdik. Yaklaşık 1 ay sürdü. Dershanenin başlamasıyla birlikte, verilen programı takip ettik.
Deneme sınavları başlamıştı. Çalışma performansı deneme sınavlarına yansımıyor, ilk başlarda istediği puanı alamıyorduk ama inancımızı o sıcak günlerde bile kaybetmeden çalıştık. Azmin sonu zaferdir dedik. 9. seviye sınıftan 2. seviye sınıfa (derece sınıfı) çıkmayı başardık. Bu sadece 2 aylık disiplinli çalışmanın sonucuydu.
Okulların başlamasıyla birlikte okul, dershane ve özel ders üçgeninde yoğun bir çalışma temposu tutturduk. Ocak ayına kadar net sayılarımız ilk başladığımız duruma göre epey yükselmişti. Ocak ayından sonra 1.5 ay kadar netlerimizi yükseltemedik, çünkü ister istemez kısır döngüye girmiştik. Bu yaşadığımız kısır döngüden kurtulmak için öğrencimize 3 – 4 gün şehir dışında tatil yapmasını önerdik.
Değişmeyen klişe: Azmin sonu zaferdir
Döndüğünde kaldığımız yerden devam ederek sınava kadar az da olsa netlerini yükseltmeye başardık. YGS sınavında ilk 40.000 kişinin içine girmeyi başarmıştı. LYS sınavına 100 gün kadar kalmıştı. Kendisine sonuna kadar inandı ve en sonunda LYS sınavında ilk 20.000’e girerek istediği üniversitede istediği bölüme yerleşmişti.
Hikayesini birlikte yazdığımız öğrencim, düz lisede okuyan ve ortalaması çok iyi denemeyecek (55 civarında) olan, kalmaya yakın bir öğrencimdi. Sayısal bölümünde olmasının yanı sıra aldığı derslere karşı zorlanan öğrencim; bir özel eğitim koçuyla, kendi isteğiyle ve azmiyle başarıdan başarıya koşmayı başardı.
İlerleyen günlerde sizlere yaşadığımız güzel ve ilginç birçok anımızı “Özel Ders Günlüğü” serisi altında bu örnekte olduğu gibi sunacağız.
OkuldanEve’yi sosyal medyadan "okuldaneveders" adıyla takip etmeyi unutmayın.
Verimli ve hedef odaklı çalışmalar diliyorum.
Hepinize başarılar :)