Ticaret sektörü ile hizmet sektörü birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü, ticaret sektöründe mal arz edilirken (ortaya konulurken), hizmet sektöründe hizmet arz edilir. Bir malın satış işlemi şöyle gerçekleşir: Satılan mal bir fiyat üzerinden alınır ve üzerine kar payı konulur. Sunulan hizmet ise harcanan emek ve sermaye ölçüsünde satıcının inisiyatifine göre halka sunulur.

Sonuç olarak denilebilir ki, özel ders / özel eğitim hatırı sayılır bir emeği gerektirecek bir hizmettir. Bir ticari alışverişteki gibi pazarlığa söz konusu olamaz. Böyle yapılması durumunda harcanan emeğin görmezden gelinmesi söz konusudur. Örneğin; Pablo Picasso rivayete göre 10 saniyede yaptığı resme büyük bir meblağ istemiş. Verdiği fiyatı, resmi kısa süre yapmasına rağmen fazla bulanlara ise cevabı şu olmuş: 10 saniye değil, 40 yıl artı 10 saniye!

Bizler yani eğitimciler belki birkaç saatlik işler yapıyoruz. Lakin bu işi yapabilmek için yıllarımızı harcadık. Türkiye'nin en güzide üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi'ni dereceyle kazandık. Ve eğitimin verimini anlayabilmek için bu sektörde yıllarca yoğrulduk. Bu sebeple ailelerin birkaç saat diye fazla buldukları parayı verirken bir daha düşünmeleri, çocuklarının geleceğini mi yoksa aradaki küçük miktarları mi önemsediklerinin farkına varmaları gerekiyor. Dershanelerin de kapatılmasıyla, onların geleceğini emin ellere bırakmak ve profesyonel bir yardım almalarını sağlamak aileler açısından büyük önem taşır hale gelmiştir.

Eğitim koçluğu, özel ders ve kişiye özel eğitim noktasında, OkuldanEve bünyesinde bulundurduğu Boğaziçili eğitimcilerle bu kulvarda yarışı önde götürmeyi amaçlamaktadır.

"Özel Ders ve Ekonomisi" başlıklı yazımız konunun daha iyi anlaşılması adına umarız faydalı olmuştur.